Tartışma:Ana sayfa

Otostopviki sitesinden
Vidimian (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 20.23, 27 Mart 2010 tarihli sürüm
(fark) ← Önceki hâli | En güncel hâli (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Muğladan Artvine otostop hikayesi....

şu anda nerelerden geçmeliyim nereleri görmeliyim hesab kitabı ile uğraşmaktayım. Amacım ülkeyi otobüs camının ardından değil yaşayarak soluyarak geçmek.. köy kahvelerinde çay yudumlamak. lisansımın son yılında 4 yılın en iyi işini yapacağımı düşünüyorum.. İlk durak Denizli Acıpayamda bir köyde yaşayan hayri dev isimli bir dedeyi ziyaret etmek. geçen yıllarda unesco dan yaşayan kültür ödülünü aldı. ondan cura dinleyip yola devam...

Olay ve tecrübeleri daha sonra paylaşacağım...

Yolculuk sonrası Otostopviki'ye aktaracağınız tecrübelerinizi okumaktan—Türkiye'de otostop çekmediği tek bölge Karadeniz olan birisi olarak—memnuniyet duyarım! (Mesajınızın daha rahat okunabilmesi için ikinci paragrafında çok küçük bir değişiklik yaptım—cümlenin etrafındaki dikdörtgen kutucuğu kaldırdım. Umarım sorun değildir, sorunsa lütfen eski hâline geri getirmekten çekinmeyin). Vidimian 11:21, 26 Mart 2010 (UTC)
Ayrıca, özellikle Trabzon ve Samsun gibi büyükşehirlerdeki otostop noktalarıyla ilgili ayrıntılı tarifler ekleyebilirseniz (örneğin, "kent merkezindeki Atatürk Meydanı'ndan 26B no'lu belediye otobüsüne binin, xyz durağında inin, az ileride trafik ışıkları var" gibi), bunları daha geniş bir okuyucu kitlesinin yararlanması için tercüme edip İngilizce Otostopviki'ye eklemekten mutluluk duyarım, orada an itibariyle Türkiye'nin kuzeyiyle ilgili maalesef hiç bilgi yok. Ve evet, geniş çaplı bir otostop turu herkesin üniversiteyi bitirip iş hayatına atılmadan kesinlikle yapması gereken süper birşey. Dediklerinize tümüyle katılıyorum, otobüsten inip otobüse binmek, kentlerin en merkezi noktalarındaki restoranlarda yiyip içip en merkezi noktalardaki otellerde kalmak, otostopla yapılacak bir seyahate göre, çok daha "steril" ve gidilen mekanların/şehirlerin karakterleriyle ilgili çok az ipucu veriyor insana. Bu yolculuklardan edinilen deneyimleri Otostopviki gibi sitelerde (hiç tanımadığınız) başka otostopçuların kullanımına açmak da, bu anıların zihinden yavaş yavaş silinip gitmesine göz yummaktan çok daha takdire şayan! :) Vidimian 12:42, 26 Mart 2010 (UTC)


Hiçbir mahsuru yok. Bu tür sitelerde yazı yazma tecrübem olmadığından birçok hata bulunabilir ve düzeltmenizden büyük memnuniyet duyarım.Elimden gelen tüm çabayı sarfedebileceğimden emin olabilirsiniz.En büyük amacım televizyon v.s gibi araçlardan yeryüzünü ve insanları tanımaya çalışmak yerine hayata dokunarak yaşama anlayışına bir nebze olsa da katkıda bulunmak. "İnsanı en çok olgunlaştıran gönül okşayan ızdıraptır." O uzun yollarda yalnız başınıza saatlerce kilometrelerce yürümek insanı kendiyle hesaplaşmaya varoluşunun titremesine yol açar.O zaman sahte dünya cart diye yırtılmaya başlar...Buna dayanabilen yürekler ancak yürümeye devam eder.vesselam... Site için uygun mudur bilmiyorum geleneksel gezginlerimiz için de bir bölüm açmamız hoş olmaz mı?(Evliya çelebi, İbrahim Hamdi efendi,Piri reis gibi..)

Dün gece Isparta, Muğla ve Şanlıurfa makalelerine de birazcık el attım, katkılarınız kesinlikle çok yararlı. Çok tasalanmayın, okuya okuya, yaza yaza, kısa sürede kapıyor insan hangi tuşa basarsa ekranda nasıl gözükeceğini bu tip "viki" sitelerinde. Yalnız küçük bir ipucu vereyim, bu tip tartışma sayfalarınızda mesajınızın sonuna 4 "tilde" (şunun gibi: ~~~~) eklerseniz, kullanıcı adınız ve tarihle mesajınızı imzalamış olursunuz, ki tartışmayı takip edenler için kolaylık olur. Geleneksel seyyahları da bir şekilde "otostop" fikriyle bağdaştırabilirsek (mesela, "Evliya Çelebi, Şam'a ilerlerken, Halep'ten gelen bir deve kervanından onlara katılma teklifi aldı."), neden olmasın? Türkçe Otostopviki henüz birkaç aylık ve sanırım tüm fikirlere açık. Belki de Antik otostopçular (ya da onun gibi bir başlığa sahip) genel bir makale başlatabiliriz? Vidimian 13:26, 27 Mart 2010 (UTC)